#SosyalinkWeekly 78. bülteninden merhaba!...Ve yaz bitiyor. Sonbahar ile birlikte yazın getirdiği görece sakinlik ve durgun dönem de sona eriyor. Yakında okullar açılacak, kentlerin o alışılageldik kalabalıklığına geri dönülecek; trafik ve sürekli bir yerlere yetişme telaşı yeniden gündelik yaşamın rutini haline gelecek.Yaşamında podcast'e yer açanlar için de gündem yeniden hızlanıyor. Hareketli yaşamın içerisinde "ses" her geçen gün kendisine daha fazla yer buluyor. Okuma ve izlemenin "dikkat maliyeti", "yer ve zaman" esnekliğinin getirdiği cazibeyle sesin albenisini artırıyor.Teknoloji devleri sese ilişkin erişilebilirliği kolaylaştıran yeni araçlar geliştiriyor, ama esas hikâye "dinleyici" ve "içerik geliştiricilerin" tasarım sürecinde dinamik olarak olgunlaşıyor. Dinleyicinin, "Ne dinleyeceğim?", içerik üreticisinin, "Nasıl bir içerik üretmeliyim?" arayışı ve bunlara sunulan karşılık düzeyi (nicelik ve nitelik), bize şu anki podcast ve ses alanının gelişim eğrisini ve fotoğrafını veriyor.Açık ki, henüz "keşfetme ve anlama" evresindeyiz; her ne kadar sayısı her geçen gün artan kaliteli yayınlar ortaya çıksa da... Hem dinleyici hem de içerik üreticinin deneyimleri tüm paydaşları bir sonraki evreye hazırlıyor, gelişimi destekliyor.Bununla birlikte artık yeni sorular da belirdi: İzleyecek miyiz, dinleyecek miyiz; yoksa hibrit bir yapıya mı evrileceğiz? Abone mi olacağız, yoksa bundan sonra da açık kaynak dinlemeyi mi tercih edeceğiz?Önümüzdeki dönemde elde edeceğimiz deneyimler, sanırım konuda da sektöre ışık tutacak.Peki, sizin deneyiminiz ne? Neyi tercih ediyorsunuz? Siz nasıl görüyorsunuz? Yanıtlarınızı gerçekten merak ediyorum...Ama yanıtlarınızı paylaşmaya başlamadan önce isterseniz gelin geçen haftaya damga vuran podcast gündemine bir göz atalım.Keyifli okumalar... Haftaya yine buradayız ;)
Share this post
Sosyalink Weekly #78 - Twitter ve Youtube'tan…
Share this post
#SosyalinkWeekly 78. bülteninden merhaba!...Ve yaz bitiyor. Sonbahar ile birlikte yazın getirdiği görece sakinlik ve durgun dönem de sona eriyor. Yakında okullar açılacak, kentlerin o alışılageldik kalabalıklığına geri dönülecek; trafik ve sürekli bir yerlere yetişme telaşı yeniden gündelik yaşamın rutini haline gelecek.Yaşamında podcast'e yer açanlar için de gündem yeniden hızlanıyor. Hareketli yaşamın içerisinde "ses" her geçen gün kendisine daha fazla yer buluyor. Okuma ve izlemenin "dikkat maliyeti", "yer ve zaman" esnekliğinin getirdiği cazibeyle sesin albenisini artırıyor.Teknoloji devleri sese ilişkin erişilebilirliği kolaylaştıran yeni araçlar geliştiriyor, ama esas hikâye "dinleyici" ve "içerik geliştiricilerin" tasarım sürecinde dinamik olarak olgunlaşıyor. Dinleyicinin, "Ne dinleyeceğim?", içerik üreticisinin, "Nasıl bir içerik üretmeliyim?" arayışı ve bunlara sunulan karşılık düzeyi (nicelik ve nitelik), bize şu anki podcast ve ses alanının gelişim eğrisini ve fotoğrafını veriyor.Açık ki, henüz "keşfetme ve anlama" evresindeyiz; her ne kadar sayısı her geçen gün artan kaliteli yayınlar ortaya çıksa da... Hem dinleyici hem de içerik üreticinin deneyimleri tüm paydaşları bir sonraki evreye hazırlıyor, gelişimi destekliyor.Bununla birlikte artık yeni sorular da belirdi: İzleyecek miyiz, dinleyecek miyiz; yoksa hibrit bir yapıya mı evrileceğiz? Abone mi olacağız, yoksa bundan sonra da açık kaynak dinlemeyi mi tercih edeceğiz?Önümüzdeki dönemde elde edeceğimiz deneyimler, sanırım konuda da sektöre ışık tutacak.Peki, sizin deneyiminiz ne? Neyi tercih ediyorsunuz? Siz nasıl görüyorsunuz? Yanıtlarınızı gerçekten merak ediyorum...Ama yanıtlarınızı paylaşmaya başlamadan önce isterseniz gelin geçen haftaya damga vuran podcast gündemine bir göz atalım.Keyifli okumalar... Haftaya yine buradayız ;)